tag:blogger.com,1999:blog-37528206271759510752024-03-13T13:48:04.269+03:00Ayça'nın GüncesiAyça Gürelmanhttp://www.blogger.com/profile/12634245380622085463noreply@blogger.comBlogger97125tag:blogger.com,1999:blog-3752820627175951075.post-33804730441414298212019-04-17T17:59:00.000+03:002019-04-17T17:59:13.009+03:00Vejetaryen Sofralar: İstanbul yoga Merkezi Mutfağından Tarifler<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Bugüne kadar İstanbul Yoga Merkezinde pişirdiğimiz ve hep beğeni alan vejetaryen ve vegan tariflerden seçtiğimiz 80'in üzerinde tarifle evde neler pişirebilirsiniz sorusuna birlikte cevap arıyoruz...</span><br />
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Toplam 141 sayfalık kitap <span style="font-size: large;"><i>Evde Yoga Mobil Uygulamamıza </i></span><b>üye olan herkese ücretsiz açık </b>olacak, üye olmak isteyenler <a href="https://play.google.com/store/apps/details?id=com.app.yogahnayy&fbclid=IwAR3-SXLwk-y3MzFuUzp5BWSvUSfUOZ7QTb_Pk0Y3BF6KLvO1fFhTC4WaTG0">Google Play</a> üzerinden veya <a href="https://itunes.apple.com/tr/app/evde-yoga/id1385166683?fbclid=IwAR3bj1moHt0XBYcWqv6_8gZ9VGaryZZaTotwQypg7XFzGjlo37l633kqvnI&mt=8">Apple Store</a> üzerinden erişim sağlayabilir, tek bir kez ödeme yaparak yoga ve meditasyon videoları izleyebilir, felsefe kayıtları dinleyebilir ve yoga kitapları okuyabilirsiniz.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Kitabın basılı halini tercih edenler, bir ay bekleyiniz, kitapevlerinde de olacağız... </span><br />
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Şimdiden afiyet olsun... :)</span><br />
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><b>Kitap</b>: </span><br />
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Vejetaryen Sofralar, İstanbul Yoga Merkezi Mutfağından Tarifler</span><br />
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><b>Yazar:</b> Ayça Gürelman </span><br />
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><b>Yayınevi:</b> Purnam Yayınları</span><br />
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><b>ISBN: </b><span style="text-align: center;">978-605-68325-1-2</span></span><br />
<style type="text/css">
p.p1 {margin: 0.0px 0.0px 0.0px 0.0px; text-align: center; font: 9.0px Bookmania}
</style>
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><iframe allowfullscreen="" src="https://e.issuu.com/anonymous-embed.html?u=yogamerkezi&d=vejetaryen_sofralar_issuu" style="border: none; height: 500px; width: 100%;"></iframe>
</span>Ayça Gürelmanhttp://www.blogger.com/profile/12634245380622085463noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3752820627175951075.post-52812802730518192092011-01-25T18:22:00.000+02:002011-01-25T18:22:02.869+02:00Sesli çanak kullanımı (singing bowl) - istanbul yoga merkezi<iframe src="http://www.youtube.com/embed/Dp9ztK6qh4g?fs=1" allowfullscreen="" frameborder="0" height="344" width="425"></iframe>Ayça Gürelmanhttp://www.blogger.com/profile/12634245380622085463noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-3752820627175951075.post-70350671327460002042011-01-25T18:21:00.002+02:002011-01-25T18:23:53.794+02:00Hindistan'daki kutsal inek kavramı<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="344" src="http://www.youtube.com/embed/OqIKgmYFCXw?fs=1" width="425"></iframe>Ayça Gürelmanhttp://www.blogger.com/profile/12634245380622085463noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3752820627175951075.post-88481397784799897302010-11-09T15:50:00.001+02:002010-11-09T15:50:19.601+02:00Ghee - arıtılmış tereyağı<object height="344" width="425"><param name="movie" value="http://www.youtube.com/v/uLMWvF6jF-Y?fs=1&hl=en_GB"><param name="allowFullScreen" value="true"><param name="allowscriptaccess" value="always"><embed src="http://www.youtube.com/v/uLMWvF6jF-Y?fs=1&hl=en_GB" allowscriptaccess="never" allowfullscreen="true" wmode="transparent" type="application/x-shockwave-flash" height="344" width="425"></embed></object>Ayça Gürelmanhttp://www.blogger.com/profile/12634245380622085463noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3752820627175951075.post-8603314618545521922010-06-24T12:39:00.005+03:002010-06-24T14:37:04.982+03:00Vegan burger<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://2.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/TCMhRJpoJTI/AAAAAAAAA0I/r1bB7l0xjUM/s1600/PICT0003.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://2.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/TCMhRJpoJTI/AAAAAAAAA0I/r1bB7l0xjUM/s320/PICT0003.JPG" /></a></div>Dün tofu ve okara yapınca bugün vegan (ham)burger yapmak farz oldu.Sabah telefonlaştığımız için yeğenim Melis de zıplayarak bana geldi.Fotoğrafta gördüğünüz burgerler aslında kalanlar!Dayanamadık resimleri çekemeden hemen birer burgeri lüplettik!!!<br />
<br />
Aslında bu burger çok sağlıklı.Tamamen evde yapılmış malzemelerden oluşuyor.<br />
<br />
İşte tarifi...<br />
<br />
<span style="font-size: large;"><b>Mayasız tam buğday ekmeği</b></span><br />
1 kg kara değirmende dövülmüş tam buğday unu(carrefourlarda satılıyor.)<br />
2 paket kabartma tozu<br />
3 çorba kaşığı sıvı yağ(ben fındık yağı kullanıyorum.)<br />
İstediğiniz kadar tuz<br />
İstediğiniz kuru otlar(nane,kekik gibi)<br />
Süslemek için çiğ ay çekirdeği,susam<br />
<br />
1.Fırını 200C ısıtın.<br />
2.Yukarıda listelenen kuru malzemeleri birbiri ile karıştırın ardından önce yağı ardından da oda sıcaklığında suyu ekleyin.Hamurun kıvamı yoğun kek hamuru gibi olmalı,isterseniz elinizle eğer mixerinizin motoru güçlüyse mixerle de çırpabilirsiniz.<br />
3.Fırın kabınızı yağlayın.(ben herzaman kullandığım demir tavanın içinde ekmek yapmayı seviyorum;taş fırın ekmeği gibi altı sert oluyor.)Hamuru kabınıza dökün.<br />
4.Avuç içinize bir çorba kaşığı sıvı yağ alın ve elinizdeki yağla tepsideki hamurun üzerini düzleştirin.Hamur elinize yapışmaya başlarsa elinize daha fazla sıvı yağ alabilirsiniz.Ardından ekmeğinizin üzerini susam,ay çekirdeği gibi tohumlarla süsleyin.<br />
5.Fırında yaklaşık 45 dk,kürdan batırdığınızda birkaç pütür dışında temiz çıkana kadar pişirin.<br />
<br />
<span style="font-size: large;"><b>Okara Köftesi </b></span> <br />
Bir ölçü kabı <a href="http://aycaninguncesi.blogspot.com/2010/06/evde-tofu-yapm.html">okara</a><br />
2 diş sarmısak(kıyılmış)<br />
1 çay kaşığı toz kırmızı biber<br />
1 çay kaşığı toz kimyon<br />
1 çay kaşığı tuz<br />
1 paket kabartma tozu<br />
1 çay kaşığı susam<br />
1 çorba kaşığı sıvı yağ<br />
Yaklaşık 1/4 ölçü kabı mısır unu <br />
Alabildiği kadar un<br />
<br />
Bütün bu malzemeleri bir kap içinde karıştırın.Hamurun hafif nemli ama elle şekil verilebilir hale geldiğini göreceksiniz.Demir tavaya yağ koyarak kızdırın daha sonra elinizle top haline getirdiğiniz avuç içi büyüklüğünde köfteleri tava içine yerleştirin.Kaşığın ters yüzüyle köftenin üzerini bastırın.Böylece köfteleri yassı hale getirin.Bir yüzü piştiği zaman diğer yüzünü de çevirerek pişirin.<br />
<br />
<b><span style="font-size: large;">Tofu Kreması</span></b><br />
<a href="http://aycaninguncesi.blogspot.com/2010/06/evde-tofu-yapm.html">Hazırlamış olduğunuz tofuyu</a> lezzetlendirmek için içine isteğiniz kadar taze nane,taze kekik,tuz koyun.Çatalla ezerek karıştırın.<br />
<br />
<b>Bir araya getirme:</b><br />
1.Ekmeği ortadan ikiye bölün.Üzerine tofu kremasını bıçakla sürün.<br />
2.Kıyılmış yeşil salata,roka ve taze ıspanakları kremanın üzerine bolca serpin(dilerseniz domates ve salatalık da ekleyin.) ve üzerine ketçap koyun.<br />
3.Okara köftesini yeşillikler üzerine yerleştirin.<br />
4.Tüm malzemelerin bir arada durabilmesi için kürdanla sabitleyin.<br />
<br />
Afiyet olsuun !!!!Ayça Gürelmanhttp://www.blogger.com/profile/12634245380622085463noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3752820627175951075.post-50134551986272535342010-06-23T22:38:00.004+03:002010-06-24T11:59:21.722+03:00Evde Soya Fasulyesinden Tofu (Soya Peyniri) ve Okara (ıslak soya unu) YapımıMerhaba,<br />
Evde hiç soya fasulyesi bulundurmam, oldum olası diğer baklagillerin lezzetinin yanında soyayı pek bir sası bulurum. Ya pişirmeyi beceremiyorum, ya da bir kıtırtısı gitmiyor ne kadar pişirirseniz pişirin... Nerede bizim o guzelim fasulyelerimiz...<br />
Gerçi bu aralar iyi bir anti-soya reklamı yapılıyor, GDO'sundan tutun, ABD'nin çöpe attığı soyaları Türkiye'ye gönderdiği haberlerine dek... Ama malum soya fasulyesi de iyi bir protein kaynağı, biraz da olsa yemek lazım.<br />
Son bir aydır aklımdaydı, evde tofu yapmayı denemek istiyordum. Sonunda supermarketteyken aklima geldi de, soya fasulyesi almayı hatırladım. Tarif çok kolaymış, sizler de denemek isteyebilirsiniz:<br />
<br />
<b>İçindekiler: </b><br />
1/2 kg soya fasulyesi (6 saat suyun içinde bekletin)<br />
250 ml taze sıkılmış limon suyu<br />
<br />
Soya fasulyesinin 7 katı fazlalığında su (biz bu tarifte 3,5 litre kullanacağız)<br />
<br />
<b>Evde tofu yapmak için</b> :<br />
1. Suda bekletilmiş soya fasulyelerini küçük parçalar halinde, üzerini su ile fazlasıyla kaplanacak kadar doldurup, blender'da püre haline getirin.<br />
2. Geniş bir tencerenin içine temiz bir tülbent serin. Bu tülbentin içine püreyi dökün. Tülbenti elinizle sıkarak suyunu tencereye aktarın. (Tülbentte kalan tortuyu bir kaba koyun ve buzdolabına kaldırın. Protein değeri yine çok yüksek, bu posaya <b>okara </b>deniyor, okara ile yapılabilecek tarifleri ayrıca vereceğim).<br />
3. Tenceredeki soya sütünü orta ateşte sürekli karıştırarak 10 dakika pişirin. Sonra ocağın altını kısın ve hiç ellemeden kaynayana kadar pişirmeye devam edin. Ocağın altını kapatın ve eliniz değdiğinde sıcak ama yakmayacak ısıya gelene kadar soya sütünü bekletin. (yaklaşık 40 derece)<br />
4. Limon suyunu geniş bir kaba alın. Soya suyunu oldukça yüksekten kaba köpürtecek şekilde dökün. Kabı 5 dakika boyunca yerinden oynatmayın ki iyice pıhtılaşsın (soya sütünü kestiriyoruz). <br />
5. Tekrar tülbent üzerine bu karışımı alın ve altına bir tencere, üstüne ise ağırlık koyarak suyunu iyice süzdürün.<br />
<br />
Eğer 25 dakika bekletirseniz, yumuşak tofu - 30 dakika bekletirseniz orta sertlikte tofu, 35 dakika bekletirseniz sert tofu oluyor.<br />
<br />
Ben sert tofu yaptım, kalıp halinde tülbentten ayrıldı. Bunu hemen yemeyecekseniz, bir kabın içine dilimleyerek aktarabilir ve üstünü su ile kaplamanız (ve arada bir suyunu süzdürüp taze su koymanız) kaydıyla 1 hafta boyunca buzdolabında saklayabilirsiniz. <br />
<br />
Afiyet olsun !Ayça Gürelmanhttp://www.blogger.com/profile/12634245380622085463noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-3752820627175951075.post-73222447849238892042010-06-22T22:41:00.004+03:002010-06-22T22:59:24.942+03:00Amerikan Dietetik Birliği'nin vejetaryenlikle ilgili görüşüAmerikan Dietetik Birliği'nin vejetaryenlikle ilgili basın bülteni göndermesinin üstünden 1 temmuz itibariyle tam 1 yıl geçecek, basın bültenindeki sözleri hatırlayalım mı ?<br />
<br />
"Amerikan Dietetik Birliğinin görüşüne göre, uygun bir biçimde planlanmış -tamamen vejetaryen veya vegan diyetler dahil- vejetaryen diyetler sağlıklı, besin değeri açısından yeterli ve bazı hastalıkların önlenmesi ve tedavisinde sağlık faydaları sağlayabilir. İyi planlanmış vejetaryen diyetler bireylerin yaşam döngüsü içindeki hamilelik, emzirme, bebeklik, çocukluk ve erişkinlik dahil tüm evreleri boyunca ve sporcular için uygundur." <br />
<br />
Vegan besin piramidi: <br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://happyvegetable.com/wp-content/uploads/2008/05/vegan-pyramid-1024x768.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="http://happyvegetable.com/wp-content/uploads/2008/05/vegan-pyramid-1024x768.jpg" width="320" /></a></div><br />
Vejetaryen besin piramidi:<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://www.vegetarian-diet.info/images/vegetarian-food-pyramid.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><br />
</a><a href="http://www.vegetarian-diet.info/images/vegetarian-food-pyramid.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://www.vegetarian-diet.info/images/vegetarian-food-pyramid.jpg" width="258" /></a></div>İngilizce basın bülteni: <a href="http://www.eatright.org/Media/content.aspx?id=1233">http://www.eatright.org/Media/content.aspx?id=1233 </a>Ayça Gürelmanhttp://www.blogger.com/profile/12634245380622085463noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3752820627175951075.post-17411179703357218922010-05-30T11:32:00.002+03:002010-05-30T11:32:51.661+03:00Pati'nin Video Çekimini Sabote Ettiği GünGeçen gün Buddha'nın doğum yıldönümüydü ben de bir video çekmek istedim... Ama bugüne kadar çekilmiş en zor video olacağını nereden bilebilirdim ki? Pati her zaman bira kıpırdanır kendisi yerine bir şeyle ilgilendiğimde, ama o gün ekstra kudurdu... video aşağıda!<br />
<br />
<object width="425" height="344"><param name="movie" value="http://www.youtube.com/v/0Gmz8LeIRnE&hl=en_GB&fs=1&"></param><param name="allowFullScreen" value="true"></param><param name="allowscriptaccess" value="always"></param><embed src="http://www.youtube.com/v/0Gmz8LeIRnE&hl=en_GB&fs=1&" type="application/x-shockwave-flash" allowscriptaccess="always" allowfullscreen="true" width="425" height="344"></embed></object><br />
<br />
Günün sonunda çekebildiğim video ise aşağıda...yüzüm gözüm tüy içinde kaldı, ben kaşınmayayım kim kaşınsın ?! <br />
<br />
<object width="425" height="344"><param name="movie" value="http://www.youtube.com/v/g9gIVT01ks0&hl=en_GB&fs=1&"></param><param name="allowFullScreen" value="true"></param><param name="allowscriptaccess" value="always"></param><embed src="http://www.youtube.com/v/g9gIVT01ks0&hl=en_GB&fs=1&" type="application/x-shockwave-flash" allowscriptaccess="always" allowfullscreen="true" width="425" height="344"></embed></object>Ayça Gürelmanhttp://www.blogger.com/profile/12634245380622085463noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3752820627175951075.post-14876563087454515962010-05-24T15:11:00.005+03:002010-05-24T15:18:57.344+03:00Ev yapımı yağ kandili (diya) - tealight mum yapımıMerhaba, <br />
<br />
Düzenli meditasyon yapıyorsanız, oldukca fazla sayıda mum yakıyorsunuz demektir. <br />
<br />
Ama parafin hem petrol yan ürünü olması nedeniyle pek temiz sayılmaz, hem de her tea-light mumla gereksiz aluminyum tüketimine (eğer geri donusturmuyorsaniz) giriyoruz. <br />
<br />
Bunun yerine, evde kendi tealight mumlarınızı yapmaya ne dersiniz? video ekte...<br />
<br />
<object height="344" width="425"><param name="movie" value="http://www.youtube.com/v/Ywbxs1PIqEk&hl=en_GB&fs=1&"></param><param name="allowFullScreen" value="true"></param><param name="allowscriptaccess" value="always"></param><embed src="http://www.youtube.com/v/Ywbxs1PIqEk&hl=en_GB&fs=1&" type="application/x-shockwave-flash" allowscriptaccess="always" allowfullscreen="true" width="425" height="344"></embed></object><br />
<br />
yakinda, evde tutsu yapimini da paylasacagim...Ayça Gürelmanhttp://www.blogger.com/profile/12634245380622085463noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3752820627175951075.post-77116689859295832882010-03-23T18:25:00.004+02:002010-03-23T19:34:39.557+02:00Ev sefası başlıyor...<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://3.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/S6jpeVn3woI/AAAAAAAAAyw/3ifcmw20r2Y/s1600-h/PICT0005.JPG" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="150" src="http://3.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/S6jpeVn3woI/AAAAAAAAAyw/3ifcmw20r2Y/s200/PICT0005.JPG" width="200" /></a></div><div style="text-align: left;">Her sene balkonların açılması evde bir ritüeldir, ama bu sene bir ayrı özel oldu. Mutfak balkonu aslında bu mevsim daha bir güzel, rüzgar almıyor, neredeyse tüm gün boyunca güneş alıyor ama Garuda yine gelip doğurmaya karar verince tüm planlar alt üst oldu tabi.</div>Ama bebecikleri görünce insanın stresi geçiyor, çok şekerler, tüm gün annelerinin gelmesini ve karınlarını doyurmasını bekliyorlar...<br />
<br />
<a href="http://4.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/S6jpryuOEbI/AAAAAAAAAzA/DzP5gbilxs8/s1600-h/PICT0015.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="200" src="http://4.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/S6jpryuOEbI/AAAAAAAAAzA/DzP5gbilxs8/s200/PICT0015.JPG" width="150" /></a><br />
Diğer balkondaki çiçekliğin içi senelerdir ilk baharda mor çiçek açan şu çevreyollarının kenarında gördüğümüz sarmaşık bitkisiyle kaplıydı. Gerçi çok yıllık bir bitki gibi görünüyor ama geçen yaz her ne olduysa, bitki bir anda kurudu, ben de yerine ne eksem diye düşünüyordum. Birden aklıma geldi, acaba çiçek ekmek yerine, bu kez yenilebilri otlar eksem nasıl olurdu...<br />
Denemesi bedeva, ne de olsa mutfak bu tohumlarla dolu, ben de aşağıdaki listeyi çıkardım, ektim, etiketledim, can suyu verdim, geriye sadece her gün kontrol edip yeşermesini beklemek kalıyor...<br />
<br />
<a href="http://4.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/S6jplnMvjWI/AAAAAAAAAy4/Q4sGVaR4vso/s1600-h/PICT0010.JPG" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="150" src="http://4.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/S6jplnMvjWI/AAAAAAAAAy4/Q4sGVaR4vso/s200/PICT0010.JPG" width="200" /></a><br />
<br />
Ekili listesi :<br />
Baharatlar: Kişniş, Hardal, dereotu, çemen otu, kimyon <br />
Sebzeler: semizotu, kıvırcık salata, roka<br />
Bakalım neler olacak heyecanla bekliyorum...!Ayça Gürelmanhttp://www.blogger.com/profile/12634245380622085463noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-3752820627175951075.post-84194416572746403562010-03-07T11:17:00.009+02:002010-07-08T12:19:50.184+03:00Gelsin kaloriler - gitsin kalorilerAh ah ! Bu dönemde olup da kilo problemi çekmeyen şanslı bir kaç kişiden biri misiniz? O zaman bu yazıyı okumanıza gerek yok, rahatça koltuğunuza oturun ve pazar gününün keyfini çıkarın !<br />
<br />
Diğer tüm arkadaşlarımızla ise bir kaç konuda bilgi paylaşımında bulunmalıyım: diyelim ki dışarı çıktınız ve her zamanki gibi çıkmışken de bir kaç bir şey atıştırdınız. Masum görünüyor değil mi? şimdi bir rakamlara bakalım ve neden sürekli kilo aldığımızı anlayalım !<br />
<br />
Bu konu nereden açıldı diyeceksiniz... Geçen gün bu aralar takıntı halinde içtiğim Starbucks Chai Tea Latte'nin içinde şeker olup olmadığını barista'lardan birine danıştığımda, tüm ürünlerin doğal olduğunu, şeker bir yana kalori bile içermediğini söyledi.. Ben de bu iddialı laflardan şüphelenerek, bir kontrol edeyim istedim... (bu arada çay tea latte'nin içinde 1/2 ölçü kabı bal varmış)<br />
<br />
İşte sonuçlar :<br />
<span style="font-size: x-small;"> <span style="font-size: small;"> Tall Grande Venti</span></span><br />
<span style="font-size: small;">Chai Tea Latte (soya sütlü) 210 cal 280 cal 350 cal</span><br />
<span style="font-size: small;">Chai Tea Latte (tam yağlı sütlü) 216 cal 288 cal 360 cal</span><br />
<span style="font-size: small;">Coffe Latte (soya sütlü) 162 cal 216 cal 270 cal</span><br />
<span style="font-size: small;">Coffee Latte (tam yağlı sütlü) 204 cal 272 cal 340 cal </span><br />
<span style="font-size: small;">Cappuchino (soya sütlü) 64 cal 80 cal 160 cal </span><br />
<span style="font-size: small;">Cappuchino (tam yağlı sütlü) 120 cal 150 cal 210 cal</span><br />
<br />
Bu arada dışarıdayken karnınız acıktı ve abur cubur bir şeyler de yemek istediiniz ve Pizza Hut'ın orta boy bir peynirli pizzasını (üzerine başka bir malzeme koydurmadınız bile) ısmarladınız; eğer kalın hamur aldıysanız, 2,000 calori ince hamur aldıysanız 1736 kalori'yi masaya getirdiler demektir. 2 kişi yiyorsunuz (kişi başı 3 dilim) diye varsayarsak, aldığınız kalori felaket seviyesinde - diyet programlarında günde ortalama 1250 kalorilik yiyecek verdiğinden yola çıkarsak, neredeyse bir oturuşta tüm bir günlük kaloriyi mideye indiriyorsunuz.<br />
<br />
Şimdi tüm bunları diyet programlarında kalorisi ve şeker miktarı nedeniyle verilmeyen muzla karşılaştıralım : 1 orta boy muzdaki kalori değeri 105 !!! :) Şaka gibi değil mi?Ayça Gürelmanhttp://www.blogger.com/profile/12634245380622085463noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3752820627175951075.post-2970371227937634042010-03-06T19:17:00.002+02:002010-03-06T19:17:44.157+02:00Garuda geri döndü !<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://2.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/S5KNgyJ2n0I/AAAAAAAAAyo/9VDfLAQPiZM/s1600-h/PICT0064.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="150" src="http://2.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/S5KNgyJ2n0I/AAAAAAAAAyo/9VDfLAQPiZM/s200/PICT0064.JPG" width="200" /></a></div>Sevineyim mi üzüleyim mi bilmiyorum, Garuda yine yumurtladı balkonda aynı saksıın içinde oturuyor. Yaklaşık 2 hafta önce eşelenip duruyordu gidip gelip, Raghuramji de buradayken saksının içine iyice bir yerleşti, kuruldu şimdi paşalar gibi oturuyor.<br />
Daha önceki deneyimlerden öğrendim bende tabi, hemen balkondaki Pati'nin kapısını kitledim, Garuda'daki stresi azaltmak için. Ama keşke vakit olsaydı da, yem kooyabilseydim, biliyorum yakınına gidersem kaçacak, yumurtalardaki minikler ölecek... Ama diğer yandan, bugün aksi gibi kar yağmaya başladı, şimdi ne yer ne içer Garudacık - biz sıcak evimizde oturuyoruz o dışarıda kaldı, ne yapsak bilmiyorum ki... :(Ayça Gürelmanhttp://www.blogger.com/profile/12634245380622085463noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3752820627175951075.post-5289071709727295612010-03-04T21:16:00.003+02:002010-03-06T12:21:28.729+02:00Çokoprens Turta Eticin'e karşı...!Ah ah, çocukluğumuzun bisküvisi değil miydi Eticin? Bakkal amcaya giderek alabildiğimiz Ülker Dido, Eticin, Etipuf bizi mutlu etmeye yeterdi bile...<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://4.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/S5AEGeSMkrI/AAAAAAAAAyg/AKOTnia9VAc/s1600-h/eti%2Bcin.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="150" src="http://4.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/S5AEGeSMkrI/AAAAAAAAAyg/AKOTnia9VAc/s200/eti%2Bcin.jpg" width="200" /></a></div>Ne zamanki vejetaryen oldum mertlik bozuldu... Bir gün <a href="http://www.peta.org/">PETA</a>'nın web sitesinde gezinirken dikkatimi çekti, gizli hayvansal yan ürünlere dikkat edin diyordu yazıda, bir çok zaman fark etmeden yiyiveriyorsunuz diye...<br />
Böylece, daha bir bakar oldum içinde neler var diye yediklerimin...<br />
En acısı da <a href="http://www.peta.org/">PETA</a>'ya hak vermeye başladım, Ülker Halley, Eti Puf hayvansal jelatin içeriyordu, Yemeyi bıraktım.<br />
Ya piyale jöle? Önce tek vejetaryen jöle Kenton markasıyla çıkıyordu, ben de ne zaman bulsam eve stok yapıyorum - sonra Piyale de bitkisel jelatine dönüş yaptı... <br />
Ama Eticin'den hiç şüphelenmedim..Gerçi çok yiyor musun ki diyeceksiniz, yemiyorum ama insan yine de arada bir çocukluğuna dönmek isteyince nostaljik bir şey atmak istiyor ağzına. Neyse, bir gün şeytan dürttü içindekileri okudum, şok oldum - uf uf tabi ki üzerindeki jöle sığır jelatiniymiş. Yenebilecekler listesinden "viykleyerek" çıkardım :( <br />
Geçen günse güzel bir gündü, Ülker de Eticin "muadili" çıkarmış - üstelik bitkisel jöleyle !!! Yaşasın rekabet! Şimdi bu yazıyı yazarken bir taraftan da Çokoprens turtamı yiyorum, tadı da tıpkı çocukluğumdan hatırladığım gibi... Öneririm..!Ayça Gürelmanhttp://www.blogger.com/profile/12634245380622085463noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3752820627175951075.post-26174174460777934732010-01-25T16:21:00.003+02:002010-03-06T12:20:36.626+02:00Ataşehir'den kar manzaraları<a href="http://2.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/S12lMhr44PI/AAAAAAAAAyI/Kx39YuSsx0o/s1600-h/PICT0010.JPG" imageanchor="1" style="clear: right; display: inline !important; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="200" src="http://2.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/S12lMhr44PI/AAAAAAAAAyI/Kx39YuSsx0o/s200/PICT0010.JPG" width="150" /></a>Hava soğudu, ka başladı derken yollar kapanma noktasına geldi yine Ataşehir'de.Her seferinde aynı şey oluyor, şehir içinde biraz kar yağsa Ataşehir Uludağ'ın bir mini modeli haline geliyor, şehirde güneş açsa ve karlar erise de Ataşehir'de karları küremeye devam ediyoruz.<br />
Bazen insanı düşündürüyor, acaba bu kadar zametli bir yer olmasına karşın, niye hala buralarda otururuz??? :) Acaba su manzaranın güzelliğinin bir etkisi olabilri mi?<br />
<a href="http://3.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/S12lUrqlpXI/AAAAAAAAAyQ/zNhlyfewds8/s1600-h/PICT0011.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; display: inline !important; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="200" src="http://3.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/S12lUrqlpXI/AAAAAAAAAyQ/zNhlyfewds8/s200/PICT0011.JPG" width="150" /></a>Kar sadece bakteri virüsleri öldürmekle kalmıyor, sokaktaki tüm hayvanlar için de yaşam bir o kadar ağırlaşıyor. Kedi ve köpekler nereye sığınacağını şaşırıyor özellikle kar yağdığında. Ataşehir artık sitelere bölündü, her site birbirinden öykünerek "sözde hırsızlardan korunmak için" arazilerin çevresini çitlerle çevirince zaten zor olan sokak yaşamı daha da zorlaştı kedi ve köpecikler için, ama dedikleri gibi yaşam bir yolunu buluyor...<br />
<div style="text-align: left;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://1.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/S12pPF5ZvlI/AAAAAAAAAyY/hQ8D6LDKRWA/s1600-h/PICT0009.JPG" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="200" src="http://1.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/S12pPF5ZvlI/AAAAAAAAAyY/hQ8D6LDKRWA/s200/PICT0009.JPG" width="150" /></a></div>Bugün market alışverişinde kuru köpek maması aldım bolca, kar boyunca sokaklara dağıtabilmek için, evimin bulunduğu sitenin parmaklıkları arkasına baktığımdaysa kapkara bir orta boy sokak köpeğinin kuyruk salladığını gördüm deli gibi, yaşı henüz 1 bile değil cüssesinden belli, ve ilk kez kar gördüğü de halinden belli zıp zıp zıplıyor. beni görünce daha da bir çıldırdı, ne de olsa akadaşız ve bir süredir görüşmüyoruz. Mama koyduğumda aç olmasına karşın bakmadı bile yüzüne, önce iyice bir karda tepindik, kovalamaca oynadık. ama henüz top attığında tutmasını bilmiyor, topun kendisine gelmemesi için kaçıyor sadece, acaba birisi taş filan mı atmış üstüne ? bilemedim...<br />
Sokaktaki herkese kolay gelsin...</div><br />
<br />
<div><br />
</div><div><span style="font-family: Arial; font-size: small;"><span style="font-size: 13px;"><span style="font-family: 'Times New Roman'; font-size: medium;"></span></span></span><br />
<span style="font-family: Arial; font-size: small;"><span style="font-size: 13px;"><span style="font-family: 'Times New Roman'; font-size: medium;"></span></span></span><br />
<span style="font-family: Arial; font-size: small;"><span style="font-size: 13px;"><span style="font-family: 'Times New Roman'; font-size: medium;"></span></span></span><br />
<span style="font-family: Arial; font-size: small;"><span style="font-size: 13px;"><span style="font-family: 'Times New Roman'; font-size: medium;"></span></span></span><br />
<span style="font-family: Arial; font-size: small;"><span style="font-size: 13px;"><span style="font-family: 'Times New Roman'; font-size: medium;"></span></span></span><br />
<span style="font-family: Arial; font-size: small;"><span style="font-size: 13px;"><span style="font-family: 'Times New Roman'; font-size: medium;"><div style="text-align: left;"><br />
</div></span></span></span></div>Ayça Gürelmanhttp://www.blogger.com/profile/12634245380622085463noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3752820627175951075.post-73520717953642527712010-01-05T14:38:00.004+02:002010-03-06T12:19:00.542+02:00Hint Yemek Tarifi: UpamaUpama, Hindistan'da sabah kahvaltılarında yeniyor, ama siz günün herhangi bir saatinde karnınız acıktığında sağlıklı bir atıştırmalık olarak da yiyebilirsiniz.<br />
<br />
Tarifi:<br />
sıvı yağ<br />
Baharat: 1er çay kaşığı hardal tohumu, kimyon tohumu, kişniş tohumu<br />
toz kırmızı biber ve zerdeçal<br />
<br />
2-3 avuç doğranmış sebze<br />
3-4 çorba kaşığı irmik<br />
kaynamış su<br />
<br />
fıstık (amerikan fıstığı, kaju vs gibi)<br />
<br />
Nasıl yapıldığını aşağıdaki videodan seyredebilirsiniz.<br />
<br />
Afiyet olsun!<br />
<br />
<br />
<object height="265" width="320"><param name="movie" value="http://www.youtube.com/v/SGliI1CUmIo&hl=en_US&fs=1&"></param><param name="allowFullScreen" value="true"></param><param name="allowscriptaccess" value="always"></param><embed src="http://www.youtube.com/v/SGliI1CUmIo&hl=en_US&fs=1&" type="application/x-shockwave-flash" allowscriptaccess="always" allowfullscreen="true" width="320" height="265"></embed></object>Ayça Gürelmanhttp://www.blogger.com/profile/12634245380622085463noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3752820627175951075.post-73216534143011368872009-12-31T11:30:00.003+02:002010-03-06T12:19:38.598+02:00Vegan Topkek<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://2.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/SzxyXqldXQI/AAAAAAAAAxg/F83AI7qs9Mo/s1600-h/PICT0001.JPG" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="http://2.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/SzxyXqldXQI/AAAAAAAAAxg/F83AI7qs9Mo/s200/PICT0001.JPG" /></a></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Yılbaşı kutlaması olarak meditasyon yapmak için vegan bir arkadaşımın yanına gidersem ne olur?</div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br />
</div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Elim boş gitmemek için vegan bir topkek yapmam gerekir!!!</div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br />
</div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Tarif aşağıda, nefis oldu....</div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br />
</div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">Yumurtasız tariflerin en güzel yanı pratikliği, aşağıdaki tarifi sadece tek bir kap kirleterek ve tahta kaşıkla karıştırarak hazırlıyorsunuz...</div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br />
</div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br />
</div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><a href="http://1.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/SzxycRtdJKI/AAAAAAAAAxo/Rf9A8kGX-ck/s1600-h/PICT0002.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://1.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/SzxycRtdJKI/AAAAAAAAAxo/Rf9A8kGX-ck/s200/PICT0002.JPG" /></a></div>Tarif:<br />
<br />
Fırını 200 derecede ısıtın.<br />
<br />
2 1/4 kap un<br />
1 kap toz şeker<br />
1 paket kabartma tozu<br />
1 çay kaşığı karbonat<br />
1/4 kap sıvı yağ<br />
1 kap portakal suyu<br />
2 muz (püre haline getirin)<br />
herbir top kek üzerini süslemek için yarım ceviz<br />
<br />
Önce geniş çukur bir kapta, tüm kuru malzemeleri bir araya getirip, tahta kaşıkla karıştırın.<br />
Ardından sıvı malzemeleri de ayı kaba dökün. İyice karıştırıp homojen hale getirdikten sonra, süpermarketlerde satılan kağıt muffin kaplarına ya da evinizde varsa muffin kalıplarına -kabın her zaman yarısı dolacak şekilde eşit paylaştırın. (eğer her bir muffin kabına çok miktarda karışım koyarsanız, kabarıp taşar, üst kısmının şekli bozulur).<br />
<br />
Daha sonra, yarım ceviz ile üstlerini süsleyip, fırına verin. Yaklaşık 20-25 dakika sonra üzeri kızarınca çıkarıp tel üzerinde soğutun.<br />
<br />
Resimlerdeki muffin kaplarıyla 18 adet muffin çıkarabiliyorsunuz.<br />
<br />
Afiyet olsun ve iyi seneler !!!Ayça Gürelmanhttp://www.blogger.com/profile/12634245380622085463noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-3752820627175951075.post-74683447145397103322009-12-27T14:57:00.000+02:002009-12-27T14:57:16.668+02:00Orkidem coştu bu seneHer sene orkidem 1 ocak tarihinde açar, bu senelerdir böyle... Ama bu sene herhalde müjdeli haberini aldı diyeceğim, yoga gurum Raghuramji'nin kasım sonunda geleceğini duyup erken açmaya karar verdi... Bununla kalsa yine iyi, sürgün vermeye devam... Hiç üç ayrı dalda aynı anda çiçek verdiğini görmemiştim, coştukca coştu...<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://1.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/SzdYnNNHaxI/AAAAAAAAAxQ/8AX1LJmT4SA/s1600-h/PICT0055.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://1.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/SzdYnNNHaxI/AAAAAAAAAxQ/8AX1LJmT4SA/s320/PICT0055.JPG" /></a><br />
</div><br />
Aşağıdaki goncanın da 1 ocakta çiçek açma geleneğini sürdürmek üzere zamanını beklediğini düşünmekteyim, bakalım ne olacak, sonucu sizlerle de paylaşırım...<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://4.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/SzdYw81HX7I/AAAAAAAAAxY/IFxrqbSCp_M/s1600-h/PICT0056.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://4.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/SzdYw81HX7I/AAAAAAAAAxY/IFxrqbSCp_M/s320/PICT0056.JPG" /></a><br />
</div>Ayça Gürelmanhttp://www.blogger.com/profile/12634245380622085463noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3752820627175951075.post-80411826977345477442009-11-11T14:02:00.009+02:002010-01-05T14:52:36.852+02:00hint Yemek Tarifi : Dosa (hint krebi) yapmanın incelikleri<div>Hindistana gidip de mutfağına hayran kalmamak mümkün değil, her şey bir yana her sene gitmemin sebeplerinden biri de bir vejetaryen olarak senede bir kez karnımı sıcak yemekle doyurmak olduğunu söyleyebilirim :) <br />
</div><div><br />
</div><div>Hindistanda vejetaryen olduğunuzu söylediğinizde lakto vejetaryen olduğunuz düşünülüyor, yani süt ve süt ürünleri tüketen vejetaryen. Hindistanda vejetaryenler yumurta yemedikleri için, her tür krep, pasta, tatlıların yumurtasız kabartma yöntemlerini biliyorlar. <br />
</div><div><br />
</div><div>İşte bu yemeklerden biri olan dosa, güney hint mutfağının spesyalitelerinden . Size aşağıda verdiğim tarif börülceden yapılma dosa, bunu hindistanda kara mercimek dedikleri (rengi simsiyah olan) ve ülkemizde bulunmayan bir mercimekle yapıyorlar, ama sonuç aynı oluyor, deneyin pişman olmayacaksınız. <br />
</div><div><br />
</div><div>Yumurta yerine kabarmayı sağlayan batıda "buttermilk" diye bilinen, limon suyuyla kestirilmiş süttür. Not: buttermilk tuzsuz ayran değil, tarifin tutması için limon suyu koymanız gerekiyor. <br />
</div><div><br />
</div><div>3 ölçü kabı beyaz pirinç<br />
</div><div>1/4 ölçü kabı esmer pirinç <br />
</div><div>1 ölçü kabı kuru börülce<br />
</div><div>1 çay kaşığı çemen tohumu <br />
</div><div>1/2 ölçü kabı süt <br />
</div><div>1/2 limonun suyu<br />
</div><div>tuz <br />
</div><div>pişirmek için sıvı yağ <br />
</div><div><br />
</div><div>Sütü cam bir kaseye alın ve limon suyunu ekleyip sütü kestirmek için kenarda bekletin. <br />
</div><div><br />
</div><div>Pirinçleri karıştırın ve sudan geçirerek, en az 2-3 saat suyun içinde bekletin. Aynı şekilde börülceyi de ayrı bir kapta suyun içinde 2-3 saat çemen tohumuyla birlikte bekletin. <br />
</div><div><br />
</div><div>Daha sonra önce pirinci suyuyla, ardından çemenli börülceyi suyuyla ayrı ayrı robottan geçirip sıvı bir bulamaç haline getirin. Ardından bu iki ayrı bulamacı tek kapta birleştirin ve karıştırın. <br />
</div><div><br />
</div><div>Bulamaçla kesik sütü karıştırın. istediğiniz kadar tuz koyun. <br />
</div><div>Daha sonra videoda görüldüğü gibi pişirin. <br />
</div><div><br />
</div><div>Bu krep, yemeklerin yanında yenebileceği gibi, tek başına (sambar ve hint ketcabı olan çatnilerle) kahvaltılık olarak da tüketilebilir. <br />
</div><div><br />
</div><div>Afiyet olsun !<br />
</div><div><br />
</div><iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.blogger.com/video.g?token=AD6v5dy-881F74NNBtO5Zut3wVJW0dDqZ5XBEkMekKkUckoQXFJ-Erz7lcQXTTcYMQh6sQEmiLxZpTak0QAp5KRdeg' class='b-hbp-video b-uploaded' frameborder='0'></iframe><br />
<div><br />
</div><div><br />
</div>Ayça Gürelmanhttp://www.blogger.com/profile/12634245380622085463noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3752820627175951075.post-19963613241456708282009-09-10T00:04:00.006+03:002009-09-30T12:05:19.629+03:00Varanasi / Shultankeshwar Tapınağı ve Lingam<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://4.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/SqgZAHDNBQI/AAAAAAAAAw4/jKPYlwkL9es/s1600-h/PICT0082.JPG"><img style="float:right; margin:0 0 10px 10px;cursor:pointer; cursor:hand;width: 200px; height: 150px;" src="http://4.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/SqgZAHDNBQI/AAAAAAAAAw4/jKPYlwkL9es/s200/PICT0082.JPG" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5379577244577236226" /></a>Varanasi tapınak dolu... Ghat'ların hemen yanı başındaki önemli tapınaklardan birine Sri Shultankeshwar tapınağına girdiğimizde, tapınağın ortasında büyük bir Şiva lingam gördük. <div><br /></div><div>Varanasi Şiva şehri, bu nedenle biraz da olsa Şiva hakkında bilgi vermeden geçmek doğru olmayacak... Hint sisteminde kadir-i mutlak'ın ismi Brahman olarak geçer, Brahman'ın yaratıcı - devam ettirici - yok edici suretleri (ya da sıfatları) için insanların rahat iletişim kurması ve kendilerini yakın hissetmesi için farklı "tanrı"lar olarak resmedilirler. Aslında, her bir Hindu bilir ki Tanrı tek ama suretleri ya da sıfatları çeşitli. yine bu sisteme göre, Tanrı yaradılışın dışında olmadığından, evrende bulunan her "güç" de bir Tanrı olarak saygı görür - örneğin rüzgar bir tanrı'dır (vayu), ateş bir tanrı'dır (Agni), güneş bir tanrı'dır (surya) gibi... Aynı şekilde para tanrıçadır (Lakshmihi), zeka tanrıçadır (Saraswati), nehirler tanrıçadır (Ganga, Yamuna, Saraswati vs)... </div><div>Şiva bu güçler içinde Tanrı'nın yok edici gücünü temsil eder, ama bu negatif bir yok ediş değildir - eskiyi yok eder ki yeniye yer açılsın, hastalığı yok eder ki sağlık ortaya çıksın... Şiva ruhu temsil ediyor... Aynı şekilde Tanrıça (Şakti) ise yaşam gücünü temsil ediyor. Tanrıçanın (yaşam gücünün) olmadığı yerde, içinde bulunduğumuz evren yok, bu nedenle ruh kaldığında ama yaşam gücü gittiğinde bu kişi için öldü diyoruz... </div><div><br /></div><div>İşte bu Şiva'nın eril oganı (lingam) kendisini sembolize ediyor, lingam yoni'nin (kadın organı/rahim) içinde duruyor, böylece yaşamı - burayı, içinde bulunduğumuz bu evreni sembolize ediyorlar birlikte. lingam sadece yoni'nin içinde bulunduğu zaman huzurlu ve sakin ve lingam'ı sadece yoni taşıyabiliyor. </div><div><br /></div><div>Varanasi'de bu lingam tapınaklarından birindeyiz: </div><div><div><br /></div><div><object width="425" height="344"><param name="movie" value="http://www.youtube.com/v/1yCSRb2FYZs&hl=en&fs=1&"><param name="allowFullScreen" value="true"><param name="allowscriptaccess" value="always"><embed src="http://www.youtube.com/v/1yCSRb2FYZs&hl=en&fs=1&" type="application/x-shockwave-flash" allowscriptaccess="always" allowfullscreen="true" width="425" height="344"></embed></object><br /></div></div>Ayça Gürelmanhttp://www.blogger.com/profile/12634245380622085463noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3752820627175951075.post-59635898650976016412009-09-09T20:59:00.009+03:002010-05-20T09:19:16.211+03:00Varanasi / Hindistan'dan Ghat resim ve videoları<a href="http://3.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/Sqfty1Z27FI/AAAAAAAAAww/n2yW92_6nTY/s1600-h/varanasi.JPG" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img alt="" border="0" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5379529737502125138" src="http://3.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/Sqfty1Z27FI/AAAAAAAAAww/n2yW92_6nTY/s200/varanasi.JPG" style="cursor: pointer; float: left; height: 150px; margin: 0pt 10px 10px 0pt; width: 200px;" /></a>Bu yaz Varanasi'deyiz. Şehir o kadar gizemli görünüyordu ki, neresinin resmini çekeceğimizişaşırdık. Ghat ismi verilen halkın nehirle olan tüm ihtyiaçlarını karşılayan Ganj nehrine inen basamaklar tüm şehrin Ganj nehriyle olan kıyısını donatmış sabahın erken saatlerinde tablo gibi görüntüler oluşturuyordu. <br />
<div><br />
</div><div>Öğrendiğimize göre, Ganj nehri sadece Varanasi şehrinde yaptığı bir kıvrım nedeniyle doğduğu yer olan Himalayalara doğru akıyor. Bu nedenle Hindu inancına göre Varanasi kutsal bir şehir, çünkü Tanrıça Ganga'nın (Ganj Nehri diğer büyük nehirler gibi hindistan'ı beslediğinden Tanrıça olarak anılıyor, tıpkı bizim torak ana dememiz gibi nehir de dişi kabul ediliyor) evine Himalayalara geri döndüğüne inanılıyor. İşte bu nedenle burada ölen ve yakılan kişiler de aydınlanıyor, çünkü inanca göre Tanrıça evine dönerken burada ölmüş ve yakılmış ruhları da beraberinde götürüyor!<br />
<b><a href="http://yoga-merkezi.blogspot.com/2010/05/ganga-saptami-ganj-nehrinin-dunyaya.html">(Tanrıça Ganga'nın hikayesini okumak için tıklayınız) </a></b></div><div><div><br />
<a href="http://4.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/SqftyiF4RbI/AAAAAAAAAwo/b6F6w7z-t_s/s1600-h/ghat+yikanma.JPG" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img alt="" border="0" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5379529732318053810" src="http://4.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/SqftyiF4RbI/AAAAAAAAAwo/b6F6w7z-t_s/s200/ghat+yikanma.JPG" style="cursor: pointer; float: left; height: 150px; margin: 0pt 10px 10px 0pt; width: 200px;" /></a>Ganj nehri şehrin kalbi diyebiliriz, şehirde yaşayan halk sabah yıkanmalarından dini ayinlere, tarla sulamaya, ölü yakıp küllerini atmaya kadar her tür ihtiyaçlarını bu nehirden karşılıyor. Sabah oldukça erken bir saatte (6 sularında) ghat'a gelmiş olmamıza karşın, yine de oldukça kalabalık olduğunu söyleyebilirim. </div><div><br />
</div><div>Üstelik tüm gördüğümüz insan kalabalığı turist değil yöre halkı, yazın sıcağıdan ve musonlardan kaçmak için ağustos ayı turistik bir sezon olarak kabul edilmiyor. </div><div><br />
<a href="http://3.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/SqftyHU5cXI/AAAAAAAAAwg/kE0D4fzBCCU/s1600-h/gun+dogumu.JPG" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img alt="" border="0" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5379529725133287794" src="http://3.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/SqftyHU5cXI/AAAAAAAAAwg/kE0D4fzBCCU/s200/gun+dogumu.JPG" style="cursor: pointer; float: left; height: 150px; margin: 0pt 10px 10px 0pt; width: 200px;" /></a>Ganj nehrinde sal turları ise olmazsa olmaz turist atraksiyonlarından. Güneşin doğuşunu görmek ve şehre ilk ışıklarını verirken rengi oldukça kasvetli bir kahverengi olan eski binaların sarımtırak renge büründüğünü görmek bir harika. Tablo gibi resimler çekmek isteyen profesyonel fotoğrafçılara duyurulur! <br />
<div><br />
</div><div>Oldukça istisnai olarak görebileceğiniz ölü yakılan Ghatlardan birinin ise video'sunu aşağıda görebilirsiniz. Genel olarak bu ghatlarda video/fotoğraf çekme yasağı varmış, sebebi de internete konulan yarı yanmış/yarı yanmamış beden resimlerinden dolayı ghat'larda bulunan rahiplerin başının derde girmesi. Ama bir bedeni yakmak için gerekli odun miktarı o kadar yüksekmiş ki, eğer orta halli bir aileden gelmiyorsa kişi, bu kişinin yakılması için gerekli odun miktarını toparlayabilmek pek de kolay olmuyormuş. Bu nedenle şu an bu ölü yakılan ghat'ın hemen arka tarafında krematuar yapılıyor. Nispeten yakım işlemlerinin maliyetinin daha ucuz olacağını öğrendik... </div><div><br />
</div><div><object height="344" width="425"><param name="movie" value="http://www.youtube.com/v/ywzeijFOsTY&hl=en&fs=1&"><param name="allowFullScreen" value="true"><param name="allowscriptaccess" value="always"><embed src="http://www.youtube.com/v/ywzeijFOsTY&hl=en&fs=1&" type="application/x-shockwave-flash" allowscriptaccess="always" allowfullscreen="true" width="425" height="344"></embed></object></div></div></div><br />
Ghat'larda günlük yaşam...<br />
<br />
<object height="344" width="425"><param name="movie" value="http://www.youtube.com/v/DCgx-9jGJjE&hl=en&fs=1&"></param><param name="allowFullScreen" value="true"></param><param name="allowscriptaccess" value="always"></param><embed src="http://www.youtube.com/v/DCgx-9jGJjE&hl=en&fs=1&" type="application/x-shockwave-flash" allowscriptaccess="always" allowfullscreen="true" width="425" height="344"></embed></object><br />
<br />
Ganj Nehri Sal Gezintisi<br />
<br />
<object height="265" width="320"><param name="movie" value="http://www.youtube.com/v/HI_r494bbCI&hl=en_US&fs=1&"></param><param name="allowFullScreen" value="true"></param><param name="allowscriptaccess" value="always"></param><embed src="http://www.youtube.com/v/HI_r494bbCI&hl=en_US&fs=1&" type="application/x-shockwave-flash" allowscriptaccess="always" allowfullscreen="true" width="320" height="265"></embed></object>Ayça Gürelmanhttp://www.blogger.com/profile/12634245380622085463noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3752820627175951075.post-53236474495957857232009-09-07T12:12:00.009+03:002009-09-08T19:02:03.191+03:00Garuda'nın yeni bebeleri<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://4.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/SqZ9Xnqx0aI/AAAAAAAAAwY/g4uP4Iv35Fk/s1600-h/7+eylul.JPG"><br /><br /><img style="float:left; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;width: 200px; height: 150px;" src="http://4.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/SqZ9Xnqx0aI/AAAAAAAAAwY/g4uP4Iv35Fk/s200/7+eylul.JPG" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5379124649679507874" /></a><br /><br /><br /><div>Hatırlarsanız bir kumru yuva yapmıştı balkona, yaz tatilinden görünce bir de ne göreyim, aynı kumru bu kez başka bir saksının içine yuva yapmış ve hatta yavrular olmuş!</div><div><br /></div><div><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://4.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/SqTO2WKE2DI/AAAAAAAAAwI/qr-hkhr0vjU/s1600-h/kumru+yavrusu.JPG"></a><div><br /></div><div>Çok şekerler!!!</div><div><br /></div>hemen yandaki saksının içine kuş yemi ve bulgur karıştırıp koydum, suyunu da hazır ettim. Bakalım yeterince rahat edecekler mi, ve Garuda yavru kuşlarını rahat rahat büyütecek mi...!</div><div><br /><br /></div><div><b>Güncelleme : 8 Eylül 2009</b></div><div><br /><br /></div><div><br /><br /><img style="float:right; margin:0 0 10px 10px;cursor:pointer; cursor:hand;width: 200px; height: 150px;" src="http://4.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/SqZ1izsQEgI/AAAAAAAAAwQ/_z7IVUVyzp8/s200/8+eylul.JPG" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5379116045792449026" /><div style="display: inline !important; "><br />Bakar misiniz, 1 gün içinde yavrular ne kadar büyüdü!!!</div></div><div><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://4.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/SqZ1izsQEgI/AAAAAAAAAwQ/_z7IVUVyzp8/s1600-h/8+eylul.JPG" style="text-decoration: none;"></a><br /><br />İnanılmaz gerçekten. Yalnız bir not; kediden doğal olarak anne çok korkuyor, mutfak balkonumu tamamen iptal etmem yetmedi, balkon kapısından Patinin görünmemesi için perdeleri çektim, yerlere yastıklar koyup önüne iskemleler koymam gerekti.</div><div><br /></div><div><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(0, 0, 0); "> Yapacak bir şey yok, bebek büyütüyoruz!!! </span><div><br /></div><div><br /></div></div>Ayça Gürelmanhttp://www.blogger.com/profile/12634245380622085463noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3752820627175951075.post-36254854208414144522009-06-28T20:09:00.008+03:002009-07-25T16:36:08.853+03:00Hoşgeldin Garuda!<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://4.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/SkelIJMOPsI/AAAAAAAAAv4/tWgRN_rxQmk/s1600-h/garuda.JPG"><img style="float:left; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;width: 150px; height: 200px;" src="http://4.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/SkelIJMOPsI/AAAAAAAAAv4/tWgRN_rxQmk/s200/garuda.JPG" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5352428241477844674" /></a><div>Merhaba,<br />Geçen gün sabah her zamanki gibi mutfak balkonundaki bitkilere çiçek verirken birden üzerimde bir göz hisettim. Bu da nedir diye düşünürken, kafamı kaldırmamla bir çift gözle göz göze geliverdim... Dünya şekeri bir kumru mercanköşkümü yuva bellemeye karar vermiş, saksının içine yan gelmiş yatıyor!</div><div><br /></div><div>O kadar masum bakması bir yana, benden korkmaması da cabası, hemen koşup su getirdim, bulgur ikram ettim... Marketlerde satılan kanarya yemini de yer mi acaba? Valla ben hemen aldım bulgura karıştırdım, bakalım yiyecek mi diye...</div><div><br /></div><div><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://3.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/SkekJPpl61I/AAAAAAAAAvw/QiWzbK7Mf2o/s1600-h/garuda+bebek.JPG"><img style="float:left; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;width: 150px; height: 200px;" src="http://3.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/SkekJPpl61I/AAAAAAAAAvw/QiWzbK7Mf2o/s200/garuda+bebek.JPG" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5352427160879885138" /></a>Hatta geçen gün baktım uyuşan kanatlarını açıp dolaşmaya (!) gitmiş sanırım, saksının içinde 2 yumurta annelerinin gelmesini bekliyorlar! Çok şeker değil mi?<br /><br />E madem birlikte yaşıyoruz, isim vermemek olmaz, ismini Garuda koydu Raghuramji! <div><br /></div><div>Pati'nin de balkona girmesi yasaklandı tabi. </div><div><br /></div><div>Hoşgeldin Garuda!<br /><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div>Güncelleme : </div><div>25 Temmuz 2009</div><div><br /></div><div>Malesef bu yazıyı bloğa koyduktan yaklaşık 1 hafta sonra anne yavruları bırakıp bir daha dönmemecesine gitti. Anneme göre, annenin başına kötü bir şeyler geldi, ama internette araştırdığım kadarıyla kumrularda her anne pek iyi bakmazmış yavrulara ve bir kısmı bırakıp gidermiş. Bu nedenle, kumru yavruların yaşamasını isteyenler, annenin olmadığı bir an dikkatlice yumurtaları alıp, civcivler için de kullanılan sıcaklık veren özel ampüllerin altına koyarak, sanal bir kuluçka dönemi yaşatırlarmış. Anne, yavruları aramasın diye de gerçek yumurtaların yerine plastikler konurmuş. Yavrular doğunca da, tekrar anneye iade edilirmiş. </div><div><br /></div><div>Her neyse, öğrenmiş oldum, ama diğer yandan rahatsız edici bir düşünceden de kurtulamıyorum; şu an balkonumda iki ceset var!!!! Viyyk...</div><div><br /></div><div><br /></div></div>Ayça Gürelmanhttp://www.blogger.com/profile/12634245380622085463noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3752820627175951075.post-75747528834475253102009-06-02T17:14:00.003+03:002009-06-02T17:48:37.160+03:00Sihirli bahçe ve Kanlı Su<a href="http://2.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/SiU04273gAI/AAAAAAAAAvY/cZeSflUdEdY/s1600-h/sihirli+bahce.gif"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5342734684368896002" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 138px; CURSOR: hand; HEIGHT: 200px" alt="" src="http://2.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/SiU04273gAI/AAAAAAAAAvY/cZeSflUdEdY/s200/sihirli+bahce.gif" border="0" /></a><br />Uzun zamandır kafa dağıtacak kitap aramaktaydım, bir sürü yeni roman çıkıyor belki ama şöyle limonatanın yanında evdeki televizyon koltuğuna gömülüp de okumak isteyeceğim türden değil bir çoğu, Sihirli Bahçe ise tam büyüklere masallar diyeceğimiz türden bir kitap ...<br />Birbirine zıt iki kız kardeşin küçük bir kasabada olan aile yadigarı bir evde tekrar bir araya gelmesi ve bahçede bulunan bir sihirli ağacın (elmaları yediğinizde size geleceğinizle ilgili iyi veya kötü bir haber veriyor) çevresinde dönen bir hikaye. Ama kitabın güzelliği çok basit anlatımlarla, iy ibir çeviriyle, sıkmadan ve betimlemelerle fazla uzatmadan kolay ve hızlı okunabilir olması. Ben çok sevdim, kafa dağıtmak için plaja giderken siz de yanınıza almak isteyebilrisiniz...<br />Bir başka <a href="http://3.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/SiU043Yk5HI/AAAAAAAAAvQ/BwjFerxBFjc/s1600-h/kanlisu.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5342734684489311346" style="FLOAT: right; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 148px; CURSOR: hand; HEIGHT: 200px" alt="" src="http://3.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/SiU043Yk5HI/AAAAAAAAAvQ/BwjFerxBFjc/s200/kanlisu.jpg" border="0" /></a>yeniliği ise Gülfem'den duydum. Pek televizyonla aram yoktur ama, yazın Varanasi/Hindistan'a gitme planları yaparken, türkçe ismiyle "Kanlı Su" (ingilizce ismi sadece "Water") isimli Hindistan'da geçen bir hikayeyi anlatan DVD piyasaya verilince, almadan edemedim.<br />Film kurtuluş savaşı esnasında ingiliz kültürünün egemen olduğu ve oldukça yozlaşmış bir Hindistan'a ve bu Hindistan'da ezilmiş ve dışlanmış dul kadınlara ışık tutuyor. Kafa dağıtmanın başka yolu diyelim, o dönemde yaşamış kadınların çektiği dramı görünce, sizin dertlendiğiniz konular fındık fıstık kuruyemiş gibi kaldığından, yine sizi dış dünyadan uzaklaştırıyor diyebilirim.<br />Ama filmin sonunda (ki tam bitecek derken yeni başlangıçlarla bir süre devam etti) ağlamadan edemedim tabi, yani sıkkın bir gününüzde değil ama biraz da değişik bir dünya görmek istiyorum dediğiniz bir günde seyretmenizi öneririm.Ayça Gürelmanhttp://www.blogger.com/profile/12634245380622085463noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3752820627175951075.post-74642702451955366312009-05-31T10:14:00.018+03:002009-05-31T17:56:13.386+03:00Baharatlı Çilek Reçeli<span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51);">Her cumartesi pazara meyve sebze almak için gittiğimde kendimle bir savaş veriyorum, ve sonunda yenilgiyi kabullenip yine kollarım dolu bir orduyu doyuracak sebze meyveyle eve dönüyorum. Ama yapacak bir şey yok ki, herşey o kadar çıtır çıtır görünürken nasıl olur da 1/2 kilo meyve alır eve dönerim!!! </span><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51);"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://3.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/SiJAnbopEhI/AAAAAAAAAvI/nSq1_wlXKOU/s1600-h/baharat+poseti.JPG"></a></span><div><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51);"><br /></span><div><span class="Apple-style-span" style=""><div><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51);">Ancak bu kez iyice abartıp 1 kilo çilek, 1 kilo kayısı 1 kilo kiraz alınca bu böyle olmaz diyerek çilek reçeli yapmaya karar verdim. Ama "annemin tarifi"ni uygulayacağım derken yine kendimi mutfakta denemeler yaparken buluverdim bir anda..! Sonuç o kadar güzel oldu ki, yine paylaşmadan edemiyorum... <br /></span></div><div><div><div><div><div><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51);"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51);">Annemin reçel tarifi aslında çok kolay, 1 kilo çileği ayıklayıp, akşamdan 1 kilo şekere yatırıp bekletirsiniz, sabah kalktığınızda çilek suyunu bırakmış, şeker de erimiş olur. Sonra yaklaşık yarım saat kaynatır üstündeki köpüğü alırsınız, son taşım kaynatmadan önce de bir limonun suyunu sıkarsınız, işte size reçel. Aşağıda ise benim kendi tarifim :</span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51);"><br /></span></div></div></div></div></div></span><img style="text-decoration: underline;float: left; margin-top: 0px; margin-right: 10px; margin-bottom: 10px; margin-left: 0px; cursor: pointer; width: 200px; height: 150px; " src="http://3.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/SiJAnbopEhI/AAAAAAAAAvI/nSq1_wlXKOU/s200/baharat+poseti.JPG" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5341903154192126482" /><div><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51);">Çilek Reçeli <br /></span></div><div><div><div><div><div><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51);">-----------------</span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51);">1 kilo çilek (ayıklanmış, yıkanmış ama bütün halde bırakılmış)</span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51);">yaklaşık 400 g esmer toz şeker (ortalama 30 yemek kaşığı)</span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51);">2 çubuk tarçın </span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51);">3 çubuk meyankökü </span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51);">1 avuç karanfil (yaklaşık 1 tatlı kaşığı - kahve filtresine koyup ağzını pamuklu iple bağlayın ki işimiz bitince, keseyi reçelden çıkaralım, yoksa reçel yerken ağınıza odunsu karanfil taneleri gelir)</span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51);">1 ufak demet nane (pamuk iple tutturulmuş halde) </span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51);">1 limonun suyu</span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51);"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51);">Önce işe çilekleri sabah tek sıra tencereye dizmekle başlıyorsunuz. (bilirsiniz fransızlara göre en iyi reçel kalaysız bakır tencerede yapılır, ama evde yoksa, çelik tencere de iş görüyor). Daha sonra üzerine esmer toz şekerinizin yarısını dökün. Tekrar çilek dizin ve kalan toz şekeri de üzerine dökün. Tencerenizin ağzını kapatıp yaklaşık 1,5 saat bekletin. </span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51);"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51);">Bir buçuk saat sonra çileklerin yumuşadığını ve suyunu bıraktığını göreceksiniz. Şeker de erimiş olacak. üstte kalan erimemiş ama ıslanmış şekerin de çilek suyuna karışması için tahta kaşıkla çilekleri fazla ezmeden hafifçe tencereyi karıştırın. </span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51);"><br /></span></div></div><div><div><div><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://2.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/SiJAZsCrcII/AAAAAAAAAu4/YCd8W5jYnno/s1600-h/cilek+receli.JPG"><img style="float:left; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;width: 200px; height: 150px;" src="http://2.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/SiJAZsCrcII/AAAAAAAAAu4/YCd8W5jYnno/s200/cilek+receli.JPG" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5341902918078132354" /></a><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51);">Daha sonra baharatları ve naneyi tencereye koyup orta ateşte kaynamaya bırakın. Arada tencerenin kapağını açıp nazikçe karıştırın ki, nane ve kökler çilek suyuna karışsın böylece aromalarını reçele bıraksın. Arada köpüklerini alarak reçeli kaynatın. Yaklaşık 1/2 saat geçtikten sonra, artık reçelin köpürmediğini göreceksiniz. Bu tencerinin altını kısmanın ve kapağı açık kaynatmaya başlamanızın vaktinin geldiğinin işaretidir. </span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51);"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51);">Önce karanfil kesesini, tarçın ve meyanköklerini ve nane demetini tencereden çıkartın, sonra limonun suyunu da ekleyerek hafif ateşte arada karıştırarak pişirmeye devam edin. Tahta kaşığınıza aldığınız çilek suyu, kaşığı ters çevirdiğinizde son damla akmayıp damla olarak kaşıkta kalacak kıvama gelene dek pişirmeye devam edin. </span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51);"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51);">Sonra ocağın altını söndürün, iyice soğumasını bekleyin ve cam kavanozda* saklayın. </span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51);"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51);">Aşçının önerisi :) - Sabahları fıstık ezmesi sürdüğünüz kepekli ekmeğinizle deneyin, bayılacaksınız..! </span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51);"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51);">Afiyet olsun! </span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51);"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51);">*-*-*-*-*</span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51);"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-weight: bold;"><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51);">*) Kavanozu sterilize etmek için: </span></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51);"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51);">Eğer reçeliniz uzun süre dayansın isterseniz kavanozu sterilize etmenizde fayda var. Bunun için önce geniş ve derin bir tencerede su kaynatın. Tencerinin dibine mutfak bezi koyun. Sonra cam kavanozlarınızı (tencerinizin içine koyduğunuzda tamamı suyun içinde kalmalıdır) bu mutfak bezinin üzerine, tencerinin içine yerleştirin / eğer tencerenin dibine bez koymazsanız, cam kavanozunuz aşırı ısıdan patlayabilir, aman dikkat. Yaklaşık 10-15 dakika kadar kaynattıktan sonra, ağzı açık olan kısım başaşağı olacak şekilde kuru ve temiz bir bezin üzerine dizin ki kurusun. Sonra üzerinde bir parmak kadar boşluk kalacak şekilde içine çilek reçelini sıcakken koyup ağzını kapatın. Reçel soğuyana kadar, kapağı aşağıda kalacak şekilde başaşağı saklayın. </span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51);"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51);">Bu arada not, reçel kavanozunu açtığınız andan itibaren hijyenik hali bozulacağı için, reçeli uzun süreli kullanımda küçük kavanozlara bölüştürmenizde fayda var. Kavanozu açtıktan sonra, buzdolabında muhafaza etmeyi de unutmayın! </span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51);"><br /></span><div><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51);"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51);"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51);"><br /></span></div><div><br /></div></div></div></div></div></div></div></div></div>Ayça Gürelmanhttp://www.blogger.com/profile/12634245380622085463noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-3752820627175951075.post-44955721128737408422009-05-17T12:06:00.004+03:002010-03-23T19:34:19.017+02:00Balkon sefası başladıYaz bu sene nerede kaldı derken birden bire gelmedi mi!<br />
<br />
<a href="http://3.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/Sg_UZRiEWZI/AAAAAAAAAuw/gtVYvgaKoys/s1600-h/balkon3.JPG" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img alt="" border="0" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5336717614125439378" src="http://3.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/Sg_UZRiEWZI/AAAAAAAAAuw/gtVYvgaKoys/s200/balkon3.JPG" style="cursor: hand; cursor: pointer; float: left; height: 200px; margin: 0 10px 10px 0; width: 150px;" /></a><br />
<div>Gerçi benim bu sene geçen seneden kalma çiçeklerim geç açtı, hele hele begonvilimin bir ara neredeyse kuruduğuna hükmetmiştim ki, dün annem heryerinden fışkırmaya başlayan minicik filizlerini gösterdi! Bense, mis kokulu fasulyeler ekmiştim dibine "kurumş" begonvilime sarılır sarmalanır diye, ee kader bu demek ki birlikte büyüyecekler birbirlerine sarılıp koklaşarak! </div><div>Henüz begonvilimin sadece "kuru" dallarını görüyorsunuz ama yakında size mor çiçek açmı resimlerini de göstereceğim... </div><div>Bu arada , begonvilimin saksısında Kibele'nin dibinde açmış "çin maydanozu" olarak da bilinen taze kişnişlerimi de görebilirsiniz. Eskiden kişnişi Migroslardan alırdım, ama ne kadar pahalı bunlar böyle diyerek, aktardan zaten hint yemeklerinde kullanmak için aldığım kişniş tohumlarını ekmeye karar verdim. Sevgili Raghuramji Türkiye'deyken annesinden gördüğü bir yöntemi de benimle paylaşmıştı, kişniş'in daha çabuk çimlenmesini sağlıyormuş, kesinlikle haklı çıktı, tarif aşağıda: </div><div><br />
</div><div><a href="http://3.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/Sg_UZdzwI_I/AAAAAAAAAuo/LybD7YlzoAk/s1600-h/balkon2.JPG" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img alt="" border="0" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5336717617420837874" src="http://3.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/Sg_UZdzwI_I/AAAAAAAAAuo/LybD7YlzoAk/s200/balkon2.JPG" style="cursor: hand; cursor: pointer; float: right; height: 200px; margin: 0 10px 10px 0; width: 150px;" /></a></div><div>Önce bir avuç dolusu kişniş tohumlarını tek sıra haline getirerek bir bezin arasına koyuyorsunuz daha sonra elinize bir merdane ya da oklava alarak tohumları hafif hafif eziyorunuz (üstlerindeki zar ayrılıyor ve hafif eziliyor). Sonra evdeki yoğurda buluyorsunuz bu ezilmiş kabukları ve toprağı hafif eşeleyip içine bu yoğurtlu karışımı koyup toprakla kapatıyorsunuz. </div><div>Yaparken işe yarayacağına pek inanmadığımı utanarak itiraf ediyorum, ama sonuç ortada, yemyeşil kişnişler her sabah kahvaltımı renklendiriyor! </div><div><br />
</div><div>Bu seneki bir başka denemem ise biber kurutmak oldu, yine sürekli kurutulmuş biberleri Migroslardan alırken pazarda gördüğüm cin biberlerden satıcı amca maşallah koca bir torba dolusu vermekte ısrar edince evde çürütüp atmamak için dayanamadım ipe geçirip güneşe asarak bir deneme yaptım, işe yaradığını görünce de bir o kadar daha biber alıp 2. sırayı dizdim... üst tarafta gördüğünüz kırmızı biberler aşağıada gördükleriniz gibi yeşildi ve güneşte kızardılar. renk değiştirdiklerini görmek o kadar zevkli ki , hem çok lezzetliler hem de dekoratifler! </div><div><br />
</div><div><br />
</div><div><a href="http://2.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/Sg_UZIEEV6I/AAAAAAAAAug/rbe7ivu7zys/s1600-h/balkon1.JPG" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img alt="" border="0" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5336717611583690658" src="http://2.bp.blogspot.com/_2YnMzVa2pzs/Sg_UZIEEV6I/AAAAAAAAAug/rbe7ivu7zys/s200/balkon1.JPG" style="cursor: hand; cursor: pointer; float: left; height: 200px; margin: 0 10px 10px 0; width: 150px;" /></a>Siz de biber kurutmak istiyorsanız yapmanız gereken tek şey, pazardan/marketten aldığınız cin biberleri (bunlar daha ufak boyda ve oldukça acı) <span class="Apple-style-span" style="font-weight: bold;">yıkamadan </span>bir yorgan iğnesiyle ipe geçirmek olmalı. Sonra balkonda güneş gören ama yağmurda ıslanmayacak bir köşeye asın, bir kaç hafta içinde rengarenk balkonunuz şenlensin... </div><div><br />
</div><div>Bu arada ön balkonumdaki pembe çiçeklerim de yine her yaz olduğu gibi açtılar... ne kadar sevimli ne kadar neşeliler. Ben de böylece D-vitamini alma mevsimini açmış bulunuyorum; beni balkonda güneş şemsiyesinin altında, elimde kahvem ya da soğuk suyumla kitabımı okuyup güneşlenirken görürseniz şaşırmayın!<br />
<br />
<br />
<br />
</div>Ayça Gürelmanhttp://www.blogger.com/profile/12634245380622085463noreply@blogger.com1