Salı, Mayıs 29, 2007

Burgaz Ada

Artık İstanbul'a yaz geldi, orası kesin. Cuma günü fırsattan istifade izin alarak hafta içi İstanbul'da vakit geçirmek istedim; rotamız Burgazada'ydı.
Adaya iner inmez sanki yeni bir gün başladı; hafta sonları gidilemeyecek kadar kalabalık olan ada sessiz ve sakin bir güne hazırlanıyordu, çiçekler açmış, bitkiler yeşermişti. Hatta yol boyunca bize eşlik eden erik ağaçlarında erikler olgunlaşmıştı - çocukluğumdan beri bu kadr çok dalından erik koparıp yemediğimi söylemem gerek, yol boyunca her gördüğüm ağaçtan erik yemekle yetinmeyip, bir de üstüne ceplerimi erikle doldurdum...!
Kalpazan Kaya'ya vadığımızda Sait Faik heykeli karşıladı bizi, bir insan boyunda yapılmış heykel, bir taşa oturmuş denizi seyrediyordu. biz de, çay bahçesinin biraz daha alt bölümlerine doğru kayıp, gözden uzak, sessiz bir köşesine çekildik. Tüm gün bir sandalyenin tepesinde kitap okudum dersem inanır mısınız? Ergun Candan'ın kitaplarını zaten çok severim, bu kitap da, "Son üç peygamber" kitabındaki İsa Peygamber bölümünün daha genişletilmiş ve Thomasın İncili bölümleri eklenerek zenginleştirilmiş ve İsa Peygamberin dağdaki vaazı esnasında sölyediklerinin yorumları yapılmış olarak tekrar kaleme alınmış. Bir çırpıda 150 sayfa okuyuverdim diyebilirim, hala da kitap yanımda gaziyorum, bittiği zaman fikirlerimi paylaşırım.

1 yorum:

  1. Merabalar. Blogger'da gezi yazılarına ortak bir kanaldan girilmediği için ulaşmak gerçekten zor. Ama ben yine de buradaki gezginleri google'dan tek tek keşfediyorum. Gezmeyi ve gezdiklerini paylaşmayı seven bir olarak sizi de favoriler listeme aldım ve yeni gezilerinizi de dört gözle bekliyecem.
    Sevgilerimle..

    YanıtlaSil