Salı, Temmuz 10, 2007

Ephesus - Efes Antik Şehri

Şirince Köyünden sonra, bir çırpı Efes Antik Şehrine doğru koştuk. Selçuk Şirince sapağını geçtikten sonra, sağınızda Selçuk kalesi kalacak şekilde giderken dört yol ağzından sağa dönünce, Efes tabelası ile hemen karşılaşıyorsunuz - bunun için sol şeritte kalın, çünkü soldaki dar yoldan dönmeniz gerekecek.
Efes'e daha önce de iki kez gitmiştim ama o kadar güzel bir yer ki, tekrar tekrar gitmekte hiç bir sakınca görmüyorum. Bu kez de, geçmiş seferlerde görmediğim yeni bir çok şey dikkatimi çekti.
Herşeyden önce, bu tip şehirlere geldiğiniz zaman, aslında medeniyetin düşündüğümüz kadar ilerlemediğini anlıyoruz; avluları neredeyse bugünkü Türkiye'den geniş olan, düzgün bir şehir planlamacılıkla herşeyin yerli yerine oturtulduğu bir şehir var karşımızda. İçinde büyük kütüphanesi, tapınakları, tiyatrosu, yerleşim yerleri, belediye meclis binası, hamamı, umumi tuvaletleri gibi ihtiyaç duyulan herşeyi o dönem insanları da eklemişler. Ana yollarını mermerden döşeyip, ticaret yolunu ayırmışlar (herhalde yolun fazla yükten aşınmasına karşı bir önlem olarak, ya da belki de göz zevkini sebze/meyve satıcılarının bozmasını engellemek için).
Bu gisişimiz pazartesi gününe denk geldi, tesadüfen pazartesi günleri halk günüymüş, ücretsiz olarak içeri girdik. Efes şehrinin iki kapısı var, bir tanesi agoraya yakın olan, diğeri ise büyük antik tiyatroya yakın olan; biz tiyatro tarafından girdik...
Mermer yol kapalıydı, tadilat yapıyorlarmış, bu nedenle ticaret yolundan yürüyerek büyük kütüphaneye vardık. Bu kütüphane her gördüğümde beni büyüler; ne kadar heybetli ve ince bir zevkle yapılmış, o dönemde kimbilir ne kadar muhteşem kitaplar vardı içinde - kitap kurdu biri olarak beni bırakın böyle bir yerde kütüphaneci olarak çalışayım, hiç şikayet etmeyeceğime söz veriyorum! Kütüphanenin çatısı -gidenler bilir- yok, ama iç duvarlar ve hatta alt katta bulunan mezar (gezilememesine rağmen) hala ayakta. Dış cephede ise akıl, kader, ilim ve erdemi temsil eden dört kadın heykeli (tanrıça mı desek?) kütüphane girişini süslüyor, bunlardan ikisi tamamen sağlam ; ben size yanda kaderin resmini koydum, onca seneye rağmen sağlam kalarak, bu kadar ihtişamlı görünmesi insanın tüylerini ürpertmiyor mu?
Bu arada, Efes'te zenginlerin oturduğu düşünülen "yamaç evleri"nin, yurt dışı ile ortak yürütülen bir proje ile üstü kapatılmış ve çatılı hale getirilmiş. İçeride kurulan cam-çelik karışımı konstruksiyon ile yamaç evlerini bazı noktalardan kuşbakışı, bazı noktalardan ise oldukça yakından görme şansınız mevcut. Hatta, hala içeride çalışan arkeologları da görebiliyorsunuz. Bu arada, Yamaç evlerini görmek istiyorsanız, ayrıca 10 YTL ödemeniz gerekiyor. Ama ödemenizi öneririm, gerçekten verilen ücrete (ve hatta daha fazlasına) değer!
Bu arada, eğer efes'te bir sanal tur yapmak isterseniz, ya da daha fazla bilgi isterseniz, aşağıdaki linke bir göz atabilirsiniz: www.efesantikkent.com

2 yorum:

  1. Efes'e ilkokuldayken gitmiştim, bir çocuk olduğum için mi bana çok büyük gelmişti antik kent yoksa gerçekten büyük mü..
    Tekrar gitme fırsatı yakalayabilsem keşke..
    Celsus kitaplığının ihtişamı beni de çok etkilemişti, diğer antik kentlerden Efes'i ayıran bir yapı olduğundan belki..
    Teşekkürler..

    YanıtlaSil
  2. Celcsus gerçekten çok güzel bir kütüphane, keşke bugün de içinde ne tip kitaplar olduğunu bilebilseydik, ne güzel olurdu... selamlar.

    YanıtlaSil