Yani sıkıcı bir şehir diyemem - ama sakin bir şehir diyebilirim. Hatta internetten gördüğüm kadarıyla bir yoga merkezleri bile var, gerçi hiç fırsat olmadı, gidip görmeye ama eminim ki çok hoş bir yerdir orası da...
Benim size anlatmak istediğimse, bu şehirde bulunan parkta (altını çizmek isterim koru değil park - korusu da ayrıca var) bulunan ağlayan ağaç! botanikte "weeping trees" olarak geçen bu ağaçların farklı türleri var, yani dalları aşağıya sarkan tüm ağaçlar bu kategorinin içine giriyor; örneğin söğüt (bildiğimiz söğüt ağlayan ağaçtır ama bir de örneğin kıvırcık söğüt vardır bilirisiniz hiç de dalları aşağı sarkmaz), ya da aşağı dallarını veren dut ağaçları (bu ağaç da özel kültürle oluyor bildiğim kadarıyla) vs vs . Yani her ağacın bir ağlayan türü de olabiliyor.
Nyon'da bulunan ağlayan ağacın türünü bilemiyorum, ama görünüşüne göre asırlık olmalı. Ağaç dışarıdan bakıldığında biraz hantal çokca da biçimsiz görünse bile içine girdiğinizde kocaman bir oda şeklinde, resimde de göreceksiniz, ağacın içine koca bir merdiven saklanmış durumda ve dışarıdan bakıldığında gözükmüyor bile!
Eski zamanlarda bu ağaçların büyülü ağaçlar olduğuna inanılırmış ve geceleri bu ağaçların içine girilerek meraklı gözlerden uzakta ayin yapılırmış. Şimdilerdeyse daha çok çocuklar ağaç ev olarak kullanıyor.Bu arada gördüğüm bir etnik dükkandan söz etmeden geçemeyeceğim; uzakdoğu ürünleri satılan bu dükkanda yer zemini olarak talaş kullanılmış ve kayrak taşlarıyla da patikalar yaratılmış. Fazlasıyla japon görünen dükkanı nasıl temizlediklerini bilemem (ez-kaza elektrikli süpürgeyi açsanız zemini de hortumlarsınız, çok da komik olur!!) ama içeri girip bir şey almadan çıkmak pek mümkün değil, ben de bir şeyler aldım ama ne aldığımı sorsanız hatırlamıyorum bile - ıvır kıvır işte...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder